Friday, February 20, 2009

BİLGİ ÜSTÜNÜZE YAĞABİLİR, AMA VUKUFİYET-UZMANLIK, NAZLIDIR AYAĞINA BEKLER!


Öğretmenliğimin ilk yıllarında, çalışmakta olduğum dersanenin duvarlarına asılmak üzere, kendimce posterler hazırlamaktaydım. Hatta hazırlamış olduğum bir reklam posterini ertesi gün gazetelerden birisinde görüp de sevinçle karışık bir şaşkınlık yaşadığımı bugün gibi hatırlıyorum! Anlaşılan bu genç yeteneğin havaya girmesini istememiş ve bana haber bile vermemişlerdi! Bu reklamda saat tutan bir el fotoğrafı vardı ve ben bu resmin yanına: “Zamanı ölçmek saati değerli kıldı; Zaman kazandırmak da bizi değerli kılıyor!” diye bir cümle düşmüştüm.

Bu poster çalışmalarından dolayı, elime aldığım yayınlarda ilk dikkatimi çeken bölümler, reklamlara ayrılmış bulunan sayfalar oluyordu. Yine böyle İngilizce bir dergiyi karıştırırken bir reklamda yer alan şu cümle dikkatimi çekti: “Information is everywhere, but knowledge is with us!”; yani “Bilgi her yerde, ama vukufiyet-uzmanlık bizde” anlamına gelen bir cümle gördüm. O güne kadar “information” ve “knowledge” kelimelerinin her ikisinin de “bilgi” olarak tercüme edildiğini görmekteydim, ama bu cümleyi görünce “knowledge” kelimesinin yanlış tercüme edildiğini anladım. Çünkü “information” kelimesi “bilgi”, “knowledge” kelimesi de “vukufiyet” anlamına geliyordu. Sonraki yıllarda tercüme yaparken de bu ayrıma dikkat ettim.

“Bilgi” ve “vukufiyet-uzmanlık” arasındaki farkı bir örnekle netleştirmeye çalışayım: Bir odanın içindeki eşyaların sahip oldukları renkler birer bilgidir ve herkese açıktır, ama hangi renklerin birbirlerine uygun olduklarını bilmek ve ona göre renk seçimi yapabilmekse vukufiyettir, yani bir uzmanlık alanıdır. Evinizin veya ofisinizin güzel bir dekorasyona sahip olması konusunda yardım isteyeceğiniz kişi, sadece, yedi rengin ve onların tonlarının adlarını bilen birisi değil, renk uyumunu bilen birisi, yani bir dekoratör olacaktır. Ama siz sonuçlarına katlanmak şartıyla birinci türden bir kişiyi de tercih edebilirsiniz!
Vukufiyet, bambaşka bir edinimdir, nazlıdır ve yerine göre nasiptir. “Serendipity” “Tesadüfen Güzel Bir Şeyler Keşfetmek” adında bir film seyrediyordum ve filmin bir sahnesinde, bir kitap tezgahı vardı ve satıcı: “Knowledge is good for you” yani: “Vukufiyet sizin için iyidir!” diyerek kitap satıyordu. “Information-Bilgi sizin için iyidir!” demiyordu. Çünkü bilgi edinmek için kitap okumanız gerekmez, zaten gazetelerden, komşulardan veya "kankalarınızdan", kısaca her yerden yağıyor! Ama vukufiyet arıyorsanız, bunun yolu odaklı çalışmalardan ve mutlaka kitaplardan geçiyor!“Bilgi” halk tabiriyle “yılışıktır” ayağınız gelir, ama “vukufiyet” nazlıdır, siz onun peşine düşmek ve ayağına kadar gitmek zorundasınızdır. Günümüzde “bilgilenmekle” “vakıf olmak” arasındaki farkın herkesçe bilindiğini düşünmüyorum. Bilgili olan çok insan var, ama aynı zamanda uzman olan kişilerin sayısı ise o kadar çok değildir. Peki bilgileriniz “vukufiyete” dönüşmezler mi? Elbette dönüşebilirler. Mesela ben çocukluğumdan beri her konuda “neden, niçin?” sorularını sorarım. Bu benim elimde değil ve bazen çok da yoruluyorum. Ama zihnim böyle çalışıyor ve bu durumu kontrol altına almakla birlikte bir türlü zihnime dinginlik verebilecek bir düzeye indiremedim. Dolayısıyla da pek çok şeyle ilgilendim. Aslında birbirleriyle bir şekilde ilişkili olan bu ilgi alanlarım, biraz dağınık bir görüntü veriyorlardı. Fakat daha sonra bütün bu bilgi birikiminin, bir yazar için vukufiyetin temellerinden birisi olduğu gördüm ve bu da beni memnun etti. Dolayısıyla dağınık görünen bilgileriniz, belli bir alanda vukufiyeti hedeflediğinizde, pekâlâ işinize yarayabilirler. Ama bu konuda bir hedefiniz olmalıdır. Sözgelimi, bütün gün internette amaçsızca dolaşmak sizi “vukufiyet sahibi-uzman” yapmaz. Ama belli bir hedefe odaklanıp ona göre araştırma yaparsanız, zaman içinde hem bilgilendiğinizi hem de bir konuda vukufiyet sahibi-uzman olmaya başladığınız görürsünüz.

Vukufiyet, genel kültürün düşmanı değildir, ama genel kültür, sizi vukufiyete götürmeyebilir! Mesela benim aslında ilgilenmediğim bazı konulardaki kültürüm, internette amaçsızca dolaşan bir çok kişiden fazladır. Hatta bir dostum bana: “Bunları nerden biliyorsun, bu konular senin alanınla ilgili değil ki” demişti. Açıkçası, benim “popüler kültüre” ait bu konuları öğrenmek için çaba gösterdiğimi sanmıştı. Gerçek şuydu: Ben kendi alanımla ilgili araştırma yaparken, başka bazı şeyleri de öğreniyordum. Yani “popüler kültüre ait” olarak nitelenen diğer şeyleri de görüyordum. Fark şuydu: Popüler kültür peşinde koşanlar vukufiyet sahibi olmuyorlardı, ama ben, vukufiyet peşinde koşarken popüler kültürü de bir yandan öğreniyordum!

Dolayısıyla “bilgi” yağmur gibi gelirken, “vukufiyet” çaba ve emek ister. Uzun soluklu, odaklı, sabırlı okumalarla ve dinlemelerle gelir. Popüler kültüre sahip olmak, bir kişinin bir sadece merhabalaşacak kadar İngilizce konuşabilmesi gibidir. Ama bu düzeyde bir İngilizce ile derin söyleşiler yapılamaz. Buna benzer bir şekilde, anadilimizde edinmiş olduğumuz popüler kültür de, hepimizi her şey hakkında konuşur hâle getiriyor. Ama konu derinleştiğinde, söyleyecek sözü olanlar, vukufiyet sahibi-uzman kişilerdir ve bu türden kişilerin sayısı da azdır.

Bilmiş insanlar her yerde, ama gözlerimiz vukufiyet sahibi-uzman olanları arıyor.

Acaba nerdeler?

 -------------------------------

SAVAŞ ŞENEL KİTAPLARI

AZ ACILI VE KALICI İNGİLİZCE-YABANCI DİL ÖĞRENMEK İÇİN PÜF NOKTALARI
Kitabın Tanıtım Videosu
Kitabın Tanıtım Yazısı
Kitabın Facebook sayfası
Kitabı buradan satın alabilirsiniz: Kitapyurdu.com

(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)

ÇAY SAATİ İÇİN HAFİF YAZILAR


(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)




(Kitabı İmzalı Edinmek İsterseniz Bize Yazınız: savassenel@gmail.com)
-------------------


No comments: